Hem tıp fakültesinde okuyor, hem dört dil biliyor hem de piyano çalıyor

Mehmetçik kızı: Rümeysa Yiğen 
 

Örnek Mehmetçik kızı: Rümeysa Yiğen 

Henüz on aylıkken vatani görevini yapan babası Eyüp Yiğen’i kaybeden Rümeysa, bugün örnek bir genç kız. İlkokula başladığında annesinin öğretmenine “Babasını kaybetti, beni de kaybedebilir. Başının çaresine bakmayı öğrenmeli” demesini hiç unutmayan Rümeysa Yiğen, çalışma azmini bu sözlerden almış. Rümeysa, bugün profesyonel olarak piyano çalıyor, dört dil biliyor ve tıp fakültesinde okuyor. 

Tam bir azim örneği olan Rümeysa, 1994 yılının Aralık ayında Adana’nın Akozan ilçesinde dünyaya gelmiş. Üniversiteyi kazanana kadar da ikinci evliliğini yapan ve bu evlilikten de bir erkek kardeş dünyaya getiren annesiyle birlikte Adana’da yaşamış. 

O henüz on aylıkken kaybettiği babasını elbette hiç hatırlamıyor:  “Babamı ben on aylıkken kaybetmişiz. Ben doğduğumda babam Siirt’te askerlik görevini yerine getiriyormuş. Annemin anlattığına göre ben henüz iki aylıkken izne gelmiş ve beni görmüş. Babamla geçirdiğimiz tüm zaman bundan ibaret…” 

Babam bir asker gibi öldü 

Babasını sadece annesinin anlattıklarından, bir de askerliği sırasında komutanı olan Jandarma Kıdemli Başçavuş Hüseyin Ayvalı’dan dinlemiş Rümeysa. O artık Rümeysa’nın “Hüseyin Amca”sı… Jandarma Kıdemli Başçavuş Ayvalı’nın, Siirt Kurtalan Kayabağlar Jandarma Karakolu Tim Komutanı olduğu tarihte, babası Eyüp Yiğen aynı karakol timindeymiş. 

“Babamla dağda ikili olarak dolaşırlarmış Hüseyin Amca’yla… Anlattığına göre babamın baş ağrıları varmış. Gittikçe de durumu kötüleşmeye başlamış. Sonunda Diyarbakır Askerî Hastanesine kaldırılmış ve burada beyin tümörü teşhisi konulmuş babama. Daha sonra GATA’ya sevk edilmiş ve iki hafta geçmeden kaybetmişiz onu… Hüseyin Amcam, ‘Baban ölene kadar tam bir asker gibiydi ve bir asker gibi öldü’ diye anlatıyor hep. Bu benim hayatımdaki gurur kaynaklarımdan biri. Evet, benim babam bir asker gibi öldü!” 

Hep azimli ve başarılı bir öğrenci olmuş Rümeysa... Kafasına ne koyduysa yapmış. Matematik kamplarındaki başarılardan piyanist olarak konser vermeye kadar çıtayı hep yüksek tutmuş. Annesi hayatındaki en büyük destekçisi olmuş Rümeysa’nın.  Hele de annesinin söylediği bir söz hiç aklından çıkmamış: 

“Hatırladığım şeylerden ilk şeylerden biri annemin ilkokul öğretmenime, ‘Babasını kaybetti, beni de kaybedebilir. Yalnız kalabilir, başının çaresine bakmayı öğrenmeli’ demesiydi. Bu sözlerine o zamanlar kızmıştım ama şimdi görüyorum ki annem, en doğrusunu yapmış. Aslında kendime olan güvenimi ve hırsımı bu cümleye borçlu olduğumu anlıyorum. 

 2011 yılı Akdeniz Matematik Kampı seçmelerinde dereceye girip ileri matematik konusunda kendimi geliştirdim. Ancak üniversite sınavı yaklaşırken, burslu olarak bir koleje geçtim ve takımımdan ayrılmak zorunda kaldım. Ayrıca profesyonel olarak piyona çalışıyorum ve bunu University of West London’ın düzenlediği London Collage of Music sınavlarıyla dünya genelinde geçerliliği olan notlarla belgeliyorum. En düşük notumun 90 olması bana büyük avantaj sağlıyor. 

Yazları boş zamanlarımı uluslararası öğrenci platformlarında (AIESEC vb.) gönüllü olarak çalışarak geçiriyorum ve bu bana öğrendiğim dilleri ücretsiz olarak pratik yapabilme olanağı sağlıyor. İngilizce ve Almancayı çok iyi düzeyde, İspanyolca ve İtalyancayı başlangıç düzeyinde biliyorum. Tabii o iki dili daha da geliştireceğim.” 

Bugün İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan Rümeysa geleceğe de umutla bakıyor. Hedefi, mesleğinde isim yapacak düzeyde başarılı olabilmek. Kendisine doğduğu günden itibaren yardım yapan TSK Mehmetçik Vakfına ilişkin duygu ve düşüncelerini ise şöyle dile getiriyor Rümeysa: 

“Mehmetçik Vakfı büyük bir aile… Mehmetçik Vakfının bazen bize ebeveynlerimizden bile daha yakın olduğunu söylemek isterim. Çocukluktan gençliğe uzanan uzunca bir zaman zarfında, maddi manevi desteğinden bir an bile kuşku duymadığım, hep yanımızda olduğunu hissettiren güçlü bir aile. 

Tüm bunların yanı sıra Mehmetçik Vakfına bağış yapan bağışçılarımıza minnettarım. Günümüzde, yetenekleriniz ve zekânızın göz ardı edildiği, maddi anlamda büyük bir fırsat eşitsizliği bulunuyor. Vakfın bana yaptığı öğrenim yardımı, planlı kullanıldığında benim için çok özel eğitimlerin bile karşılanabileceği çok değerli bir fırsattı. Hayatımı yaşanmaya değer kılan bir kariyere sahip olmamda en büyük katkıyı sağlayan ve bağışçılarla aramızda köprü vazifesi gören Mehmetçik Vakfına ayrıca minnettarlığımı belirtmek istiyorum.” 

Babasının komutanı ile Pamukkale’de buluştu 

TSK Mehmetçik Vakfının Vakıftan yardım alan Mehmetçik çocuklarına yönelik düzenlediği “Kültür Gezisi”ne katılan Rümeysa Yigen’e hoş bir sürpriz de oldu. Gezi güzergâhı üzerinde bulunan Denizli Pamukkale’de babasının askerliği sırasında komutanlığını yapan Kıdemli Başçavuş Hüseyin Ayvalı ile buluştu. 

Halen Honaz Jandarma Trafik Tim Komutanı olarak görev yapan Kıdemli Başçavuş Ayvalı ile Pamukkale’de bir araya gelen Rümeysa, “Hüseyin Amca”sı ile hasret giderdi. Kd. Bşçvş. Ayvalı, Rümeysa’yı bebekliğinden beri tanıdığını, babası öldükten sonra da iletişimi hiç kesmediğini belirterek, “Rümeysa da benim bir kızım. O bize babasının emaneti. Onu da kendi ailemin bir bireyi olarak görüyorum. Eğitiminde gösterdiği üstün başarılarla da gurur duyuyorum” dedi.

Önceki Sonraki